.... ..kırlarda çocuk olmak!.. Ne güzeldi o günler; alabildiğine yeşil, uçsuz bucaksızdı gözümüzde mahalleler.. Ve herşey bizimce keşfedilmeyi bekliyordu.. Bak, meraklı çağrılarda tabiat, kulak kabart duyuyor musun ağustos böceğinin sesini, bal arısının tekâ (ritmik) vızıltısını ?..
..... Elimizle de koymuş gibi bulurduk tüm muzur belâları, muz'ip.. Çünkü uçurtmalardan yelkenlilerimiz vardı, çalı süpürgelerinden atlarımız, tül pelerinlerimiz vardı omuzlarımızda, tüm keşiflerin sorumluluğu; ciddi minik kâşiflerdik!.. Korkusuzca yol alırdık cesur, tahta kılıçlı akınlarla. Gözlerimiz parlardı, güneşin saçlarımızdan kamaşırdı ışınları. Şelâleler gibi çoşkuyla akardık el ele o arka bahçelerden; gül-hanımeli, ıtır kokulu arnavut taşlı sokaklara..
..... Hesapsız, riyadan arınmış kâlplerimiz vardı.. Kâlplerimiz vardı, kâlpsizlere kalkandı saf aydınlık yüzlerimiz; güneşten parlak bakardık yaz yağmurlarınca kısa ağlamalarımız ardından, anlık mutsuzluklarla.. Ve sonra rüzgârın küçük-serçe kanadına binerdi neş'eyle cıvıl gülüşlerimiz.. "ÇOCUKTUK" bir zamanlar.. ÇOK MASUM'DUK !..
.
.
..................................................................................... Zafer D..
............................................................................... 09 / 08 / 2006
.
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder