.. . ANLATI ...
.
.....Ben daha çok sinemadan hoşlanıyorum. .Bunu söylemiştim sana. .İki gün önce Jack Nicholson".un "Benden Bu Kadar".ını seyrettim ki birçok defa izlemiştim.. .Film ismi belki Türkçe" .ye farklı çevrilmiş olabilir konusu şöyleydi:
.....Ben daha çok sinemadan hoşlanıyorum. .Bunu söylemiştim sana. .İki gün önce Jack Nicholson".un "Benden Bu Kadar".ını seyrettim ki birçok defa izlemiştim.. .Film ismi belki Türkçe" .ye farklı çevrilmiş olabilir konusu şöyleydi:
..... Jack Nicholson bir yazar. .Ama takıntıları olan biri. .Yan komşusu eşcinsel bir erkek, .adamın bir köpeği var. .Nicholson bir lokantada garson bir kadının sürekli kendisine hizmet etmesini istiyor. .Giderek bu titiz ve takıntılı adam çevresiyle uzlaşmayı başaracak ve sevgisini garson kıza anlatacak duruma gelecektir.. .Eğlenceli bir filmdi. .Günlük yaşamın içinden ve aile ile ilgili sıradan insanların öyküleri ilgimi çekiyor. .Jack Nicholson".un o filmini seyretmeni isterim. .Guguk Kuşu tarzında ama onun kadar belki değil ancak güzel ve insanî bir filmdi. .Bir de emekli bir adamı canlandırdığı, .eşi ölünce kızına gitmeye kalkan bir emekli insan rolünde bir filmini izledim. .Filmin adı aklımda tam değil. .Afrika" .dan bir çocuğu maddi yardım anlamında televizyon seyrederken etkilenip manevi evlat olarak himayesine aldığı ve ona zaman zaman mektup yazıp içini döktüğü hoş sahneleri var. .Ve filmin sonunda o çocuk ona minnettarlığını belirtmek için bir hediye gönderir. .Hediyesi kendi yaptığı bir resimdir. .Çöp çizgilerle bir baba ve elinden tutmuş bir çocuk resmi yapmıştır. .Bu kahramanımızı ağlatır, .çünkü tek kız evladından bu ilgiyi görmemiş horlanmıştır. .Film bu sahneyle biter. .Çok güzel tatlı bir filmdi.
..... Biz de film artisleri ya çok donuk ya da çok abartılı mimik ve mizansenlerle oynuyorlar. .Bir de etkileme adına aşırı ağır ve dramatik yapmacıklılık insanı hayatın içinden bir şey seyrettiğine ikna etmiyor. .Türk filmlerine hiç gitmiyorum. .Çok yapay konular ve güldürü üzerine kurulan ve sululuk içerikli yapımlar. .Hayatla birebir örtüşmüyor o doğallık yok.
.
........................................................................... 15/11/2005
..... Biz de film artisleri ya çok donuk ya da çok abartılı mimik ve mizansenlerle oynuyorlar. .Bir de etkileme adına aşırı ağır ve dramatik yapmacıklılık insanı hayatın içinden bir şey seyrettiğine ikna etmiyor. .Türk filmlerine hiç gitmiyorum. .Çok yapay konular ve güldürü üzerine kurulan ve sululuk içerikli yapımlar. .Hayatla birebir örtüşmüyor o doğallık yok.
.
........................................................................... 15/11/2005
....
.
.
..... Jack Nicholson"un filmini anlatmaya devam ediyorum..
..... Emekli olan bir adamın firmada boş bıraktığı koltukta kimin oturduğunu görmek için eski bürosuna yaptığı bir ziyaretle başlar film. .Karşısındaki genç adamla konuştuktan sonra onu ukâlâ ve kendi ayarında görmez içinden. .Eve döndüğünde eşi sağı solu süpürmektedir. .Ve eşi ona o an dayanılması imkansız biri gibi gözükür. .Geçmişiyle ilgili küçük geri gidişler yaşar o an, .hattâ daha genç kadınları bir an hayâl eder. .Ve eşi bir süre sonra kalp krizi geçirir ve yanlış hatırlamıyorsam eve döndüğünde eşini yatak odasında yerde bulur. .Yapacak bir şey yoktur. .En kadim erkek arkadaşı eşinin cenazesini kaldırmada yardımcı olur ona.. .Bu arada tek evladı olan kızı eve, .babasının yanına gelmiştir ama gönülsüzdür kalmak için. .Sonuçta ayrılık günü gelir bu arada kızı bir adamla evlenme planları yapmaktadır ancak kahramanımız bu evliliğe soğuk bakmakta kızına o adamı layık görmemektedir. .Cenazeden sonra bu konuda kısa bir konuşma yaparlar Jack Nicholson alttan alır durumdadır hatta annesinin ölmeden önce bu evliliğe karşı olduğunu imâ eder. .Kızı babasını tersler ve onu yalnız bırakarak döner. .Kahramanımız yalnız durumda ev birbirine girmiş haldeyken televizyonda yardıma muhtaç dünya insanlarının hali gösteriliyordur. .Bu arada maddi yardım bekleyen çocuklara ait bir adres verilir. .Verilen adrese bir çek yollar. .Karşılığında bir teşekkür ve manevi çocuğuna mektupla da olsa destek vermesi varlığını ona hissettirmesi istenir. .Mektup yazmaya başlar. .Kendisinden bahseder; .emekli olduğunu yerini haketmeyen bir yupinin koltuğunda oturduğunu yazar önce. .Sonra uygun bulmaz ve yırtar atar, .küçük bir çocuğa nasıl yazılacağını düşünmektedir. .Birçok denemeden sonra mektubu yazar ve postalar. .Bu arada vefat eden eşini özlemeye başlamıştır, .yalnızlık duygusu bütün benliğini sarar. .Evi düzeltmeye çalışır, .eşinin eski eşyalarını sevgi ve saygıyla toplarken bir demet bağlanmış eski çok sayıda mektuplar bulur. .Açar merakla ve o çok kadim cenaze kaldırmada yardımcı olan dostuyla eşinin kendisini aldattığını öğrenir. .Aşk mektuplarıdır okudukları... .Erkek arkadaşını iş yerinde ziyaret eder kızgın ve asabî gelişten dostu bir terslik olduğunu anlar,ne o demeye kalmadan suratına bir yumruk atar onun. .Bundan sonrası artık tamamen bir boşvermişlik olacaktır. .Ev tamamen bir çöplüğe döner, .eşinin eşyalarnı çöpe atar ve bir karavan satın alır. .Eski doğduğu çocukluğunun geçtiği eve yolculuk planları yapar ama gittiğinde eski çocukluk evi bir benzin istasyonu olmuştur. .Garip duygularla dönerken aklına eser ve kızına diğer eyalete yola çıkar... .Olaylar böylece gelişir.. .Hoş bir filmdi, .izlemenizi salık veririm. .Sonunda evine döner ve postadan filmin ilk başında televizyonda ilanda gördüğü ve evlat edindiği manevî evladından gelen mektubu bulur açar, .okur. .Ağlarken beni de ağlatmıştı o son sahnesi filmin (çöp adam ve çocuk)..
.
..... Jack Nicholson"un filmini anlatmaya devam ediyorum..
..... Emekli olan bir adamın firmada boş bıraktığı koltukta kimin oturduğunu görmek için eski bürosuna yaptığı bir ziyaretle başlar film. .Karşısındaki genç adamla konuştuktan sonra onu ukâlâ ve kendi ayarında görmez içinden. .Eve döndüğünde eşi sağı solu süpürmektedir. .Ve eşi ona o an dayanılması imkansız biri gibi gözükür. .Geçmişiyle ilgili küçük geri gidişler yaşar o an, .hattâ daha genç kadınları bir an hayâl eder. .Ve eşi bir süre sonra kalp krizi geçirir ve yanlış hatırlamıyorsam eve döndüğünde eşini yatak odasında yerde bulur. .Yapacak bir şey yoktur. .En kadim erkek arkadaşı eşinin cenazesini kaldırmada yardımcı olur ona.. .Bu arada tek evladı olan kızı eve, .babasının yanına gelmiştir ama gönülsüzdür kalmak için. .Sonuçta ayrılık günü gelir bu arada kızı bir adamla evlenme planları yapmaktadır ancak kahramanımız bu evliliğe soğuk bakmakta kızına o adamı layık görmemektedir. .Cenazeden sonra bu konuda kısa bir konuşma yaparlar Jack Nicholson alttan alır durumdadır hatta annesinin ölmeden önce bu evliliğe karşı olduğunu imâ eder. .Kızı babasını tersler ve onu yalnız bırakarak döner. .Kahramanımız yalnız durumda ev birbirine girmiş haldeyken televizyonda yardıma muhtaç dünya insanlarının hali gösteriliyordur. .Bu arada maddi yardım bekleyen çocuklara ait bir adres verilir. .Verilen adrese bir çek yollar. .Karşılığında bir teşekkür ve manevi çocuğuna mektupla da olsa destek vermesi varlığını ona hissettirmesi istenir. .Mektup yazmaya başlar. .Kendisinden bahseder; .emekli olduğunu yerini haketmeyen bir yupinin koltuğunda oturduğunu yazar önce. .Sonra uygun bulmaz ve yırtar atar, .küçük bir çocuğa nasıl yazılacağını düşünmektedir. .Birçok denemeden sonra mektubu yazar ve postalar. .Bu arada vefat eden eşini özlemeye başlamıştır, .yalnızlık duygusu bütün benliğini sarar. .Evi düzeltmeye çalışır, .eşinin eski eşyalarını sevgi ve saygıyla toplarken bir demet bağlanmış eski çok sayıda mektuplar bulur. .Açar merakla ve o çok kadim cenaze kaldırmada yardımcı olan dostuyla eşinin kendisini aldattığını öğrenir. .Aşk mektuplarıdır okudukları... .Erkek arkadaşını iş yerinde ziyaret eder kızgın ve asabî gelişten dostu bir terslik olduğunu anlar,ne o demeye kalmadan suratına bir yumruk atar onun. .Bundan sonrası artık tamamen bir boşvermişlik olacaktır. .Ev tamamen bir çöplüğe döner, .eşinin eşyalarnı çöpe atar ve bir karavan satın alır. .Eski doğduğu çocukluğunun geçtiği eve yolculuk planları yapar ama gittiğinde eski çocukluk evi bir benzin istasyonu olmuştur. .Garip duygularla dönerken aklına eser ve kızına diğer eyalete yola çıkar... .Olaylar böylece gelişir.. .Hoş bir filmdi, .izlemenizi salık veririm. .Sonunda evine döner ve postadan filmin ilk başında televizyonda ilanda gördüğü ve evlat edindiği manevî evladından gelen mektubu bulur açar, .okur. .Ağlarken beni de ağlatmıştı o son sahnesi filmin (çöp adam ve çocuk)..
.....Verilen ana tema insan ailesiyle birlikte beraberken bile yalnız ve sevgiye muhtaç olabilir. .Derin yalnızlığı kendi içimizde yaşarız, .kimse farketmeden; .belki yaşadığımız bu derin yalnızlığın kendimizde sonradan farkında oluruz, .kendimizle başbaşa kaldığımız da..!Çevremize özellikle ailemize daha dikkatli ve sevecen gözlerle bakmayı becerebilmeliyiz, .ilişkilerimizde yakınlaşmaya çaba harcayarak... .Ailemiz bize yapmakla zorunlu oldukları görevler için verilmiş bireyler değildir. .Sevgi ve düşüncelerine önem vereceğimiz, .varlıklarından haberdar olacağımız insanlardır. .Aynı çatı altında birbirimizi görmeyi unuttuğumuz insanlar değil. .Ki birliktelik içinde birbirimizden kopuk ayrı hayatlar yaşadığımızı çok çok sonra farkederiz.
..... Verilen mesaj çok güzeldi. .Basit ama etkileyici bir oyunculukla sonuna kadar ilgiyle izlediğim ve kendimize ait çok şeyler bulduğum bir film...Jack Nicholson".u Jack Nicholson yapan da işte bu olsa gerek !...
.
.
................................................................ Zafer De..
..... Verilen mesaj çok güzeldi. .Basit ama etkileyici bir oyunculukla sonuna kadar ilgiyle izlediğim ve kendimize ait çok şeyler bulduğum bir film...Jack Nicholson".u Jack Nicholson yapan da işte bu olsa gerek !...
.
.
................................................................ Zafer De..
.
............................................................. 18/11/2005
..............................................(geçmiş zaman yazışmalarımdan)
.
.
............................................................. 18/11/2005
..............................................(geçmiş zaman yazışmalarımdan)
.
.
1 yorum:
Anlattığım filmin ismi "Schmidt Hakkında" idi, sonunda hatırladım (yıl 2002)..
Yorum Gönder